forumuz
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


kendi kendine buyuyen site
 
AnasayfaPortalGaleriLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 veda mektubu

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
pentium
ADMİN
ADMİN
pentium


Erkek
Mesaj Sayısı : 119
Yaş : 30
Nerden : bilinmeyen diyarlar
Kayıt tarihi : 07/03/08

veda mektubu Empty
MesajKonu: veda mektubu   veda mektubu EmptyPaz Nis. 06, 2008 10:36 pm

İcim acıyor..Yüreğim yaniyor...
Aklımla
yüreğimin çıkmaz sokağa girdiği zamandayım Başar..Yaşamaya;nefes almaya
seni sevdiğimi anladığım zaman başladım.Gözyaşı halinde yastığıma
dökülenler sana olan özlemimdi.Senden ayrıldıktan her saniye sonra hep
aklımdaydın, senle olduğum zamanlar gibi..
Gözümün önünde uzak bir
gecenin hayali belirdi sana yazmadan evvel..Karanlık, buruk,özlenen bir
geceydi bu;her şeyi boş verip dönmek istediğim, özlediğim, özleneceğimi
bilerek yaşadığım,zaten bu yüzden'buruk'olan bir gece...
Unutamadığım,unutamayacağım,ellerimizin
birleşip Antalya’yı izlediğimiz yani ‘kalbime yangın gibi düştüğün
gece’..Uçsuz bucaksız simsiyah bir sonsuzluk değildi şimdiki
gibi.Yanında olduğum,tek o an vardı benim için, "neden", "niçin"
sorularıyla bulandırmaya kıyamayacağım kadar dopdolu, sımsıcak,yaşanası
bir an vardı.Sanırım sana aşık olmamın nedeni de buydu..O
geceydi..Gözlerin kadar güzel yıldızlarla doluydu gökyüzü.Artık
gökyüzünde yıldızlar yok! Kim çalmış?hepsi kayıp gittimi yoksa?Ben daha
dileğimi dileyemedim oysa...
Şimdi ise,Antalya'ya inadına uzak,senin
hayaline inadına yakınım..seni düşündükçe huzura dalıyorum;seni
seviyorum.Yanımda yoksun...yüzünü özledim.. Her baktığımda bambaşka
görünen,bambaşka hisler uyandıran,seyretmekten bir türlü bıkmadığım bir
yüz...senin yüzün..yanındayken de sürekli seni seyretme isteğimin bu
değişik hisleri çözümleme hırsımdanmı,sana doyamamaktanmı,bir daha hiç
bakamama kaygısındanmı,yoksa'sevgilim'sandığım içinmi olduğunu nedense
hala çözemiyorum..Yada biliyorum,ama bildiğimin farkında bile değilim..
Sadece ani bir kararla düşünmekten vazgeçtim, sormuyorum,
hatırlamıyorum, galiba artık bilmek de istemiyorum...
Seninle
geçirdiğimiz günleri hatırlamak,seni hatırlamak artık içimi
acıtmıyor.Çünkü seninle birlikteyken,apaçık olmasına rağmen göremediğim
şeyleri şimdi çok iyi anlıyorum.Senden ayrıldıktan sonra çok mutsuz
günler geçirdiğimi artık saklamayacağım. Hayat dopdolu yaşamam için her
şeyiyle önümde duruyordu,ve benim onu uzaktan seyretmekten başka bir
şey yapmaya isteğimyoktu..Günlerin hepsi aynıydı, yiyecekler de,
giysiler de,insanlar da...Hatta arkadaşlarım bile.. Sabahları içimde
derin bir acıyla kalkıyordum, sanki kocaman gri bir boşlukta
asılıymışım gibi geliyordu hep.Gün ilerledikçe kendimi veya beynimi ne
kadar çok yorarsam o kadar azalıyordu,ama akşam yatağıma döndüğümde
bakıyordumki değişmemiş..Sadece uzak bir yüz vardı gözümün önünde,uzak
bir ses,uzak bir duygu.Hatırlamak istemiyorum seni,hatırlamak;yalnız
kalmaktan korkmaktı çünkü. Ben korkmuyordum..Seni kendimi unuttuğum
gibi u-nu-ta-mı-yor-dum.Çoğu zaman gözlerimin dolmasını engelleyemi
yordum,öyle ya,birşeyi unutmak istediğin ssürece imkansızdır bu,çünkü
ondan kaçsan bile sen aynısındır,ve kendinden kaçamadıkça,
kurtulamazsın..En kötüsü de hiç kimseyle konuşamamak,paylaşmak
istememek..Öyle derinde öyle zor bir yerdeydin ki içimde;ama
yoktun...yoktum..
Zaten kimsenin anlayamayacağı kadar karmaşıktı
herşey.Aşkın bir hastalık olduğunu düşünüyordum artık...Hani ateşler
içinde kıvranırsın günlerce,hiç bitmeyecekmiş gibi gelir,sonra bir
sabah uyanırsın ve şaşkınlıkla hiçbir izin kalmadığını
görürsün...Yorgun,anlamsız,boş ama huzurlu,ve unutmuş...Bir de belki
bir araba kazası..Unufak olmuş,kırılmış kemiklerle,parçalanmış
dokularla ve yeniden aynı acıyı çekme korkusuyla başlarsın yaşamının
geri kalanına..Bence gerçek aşk "herşeye rağmen" sadece onu,o olduğu
için sevebilmektir...Belkide sendeki eksiklik oydu..beni ben olduğum
için sevmemiştin...Aşk,bize bir kez gelen bir şeydir,ya tarifsiz
acılara sürükler, ya da benzersiz bir mutluluğa...Kimse ikinci kez
gerçek aşkı yaşayamaz,çünkü aynı acıları tekrar yaşamayı göze
alamayacak kadar bencildir insan,ve fırtınayı atlattıktan sonra
yaşamının geri kalanında tuzağa düşmeden kendine ket vurmayı
öğrenmiştir. Haksız mıyım?
Ben sende bunu atlattığımı sanıyordum,ama
şimdi anlıyorumki,sen farklı bir şeydin Çünkü seninleyken ne bir engel
vardı,ne savaşmak zorunda olduğum bir şey,nede acı.Tüm güzellikleriyle
hayatımdan geçip gittin,maalesef bende o duygu tuzaklarına düşmeden
kendine ket vurmayı öğrenmiş insanların arasına katıldım
artık...Belkide o gerçek "sen" değildin,sadece seninle özdeşleştirdiğim
bir hayaldi.. Ama seni çok seviyordum.
Sevgi kızgınlığa izin ver-mi-yor-du...Kızamıyordum...
Biran
kendimi garipsedim.. sana karşı duygularım öyle çabuk
değişiyor,içimdeki kendimle küçük kız çocuğu öyle çabuk yer
değiştiriyordu ki,şaşırmaktanda öte, korkmaya başlamıştım artık..Tek
bildiğim,baştan beridir seninle olmak istediğiydi, az mı çok mu bunu
bile cevaplayamı yordum,başka isteyişlerimden öyle farklıydı ki! bazen
arkadaşım gibi istiyordum,bazen sadece elini tuttuğum an huzur
buluyordum.. Ciddiydim,samimiyetle paylaşıyordum
seninle,fikirlerimi,sorunlarımı,
kızdıklarımı,sevdiklerimi,inandıklarımı...Bazense-ki en tehlikeli
"bazen"lerdi bunlar -sadece hissediyordum- seni.. Antalya’da
seninleyken;gözlerine baktığımda hüzünlü bir şarkı duymuş gibi
oluyordum.. İçimde yavaş yavaş bir şeylerin aktığını hissediyordum bu
zamanlarda...Boğazıma bir şeyler tıkanıyor,ama rahatsız etmiyordu.
Senden
kopacağım düşüncesi vardı belkide.Bu zamanların her karesinde,içimdeki
hüzne tezat bir huzur vardı...We ne zaman bu olsa,gözlerim senden
kaçıyordu.. Belki senden,belki kendimden,belkide hüzne dair,zamana
dair,aşka dair herşeyden.. Belki de gözlerinin anlattığı her
şeyden...Bilmiyordum...
Sen demiştin...‘biz konuşmasakta
gözlerimizden birbirimizi anlıyoruz, aslında çok şey
konuşuyoruz’yanında hem genç bir kadın;hem de bebeğim dediğinden olsa
gerek küçük bir kız çocuğu gibi hissediyordum...Belkide içimdeki
benle,küçük kız çocuğu çok yakındı birbirine;yada içiçeydi,her an
kenetlenmiş,her an birlikteydiler... Hem çocuk hem büyüktüm, hem
dişi,hem masumdum,hem sabırlı hem aceleci, hem iyi,hem kötü...Peki
doğuştanmı böyleydim, yoksa seni tanıdıkçamı böyle ikileşmiştim?Çok
garip,senden önce ben böyle bir şey yaşamamıştım. Senden kopup
Ankara’ya dönme düşüncesi beni huzursuz ediyordu...Sadece yanındayken
huzurluydum ama tedirgindim de,korkuyordum ama kaçacak kadar değil,bir
yandan da cesurdum, ama meydan okuyacak kadar değil, özelliklede
kendime...Yaklaştıkça uzaklaşan, uzaklaştıkça yakınlaşılan ve ikilemin
ortasında bende var olan tek şey yüreğimi kavrayan huzur...Var'la yok
arasında gidip gelen,beni başka dünyalara iten,ittikçe kanatan,
ilerledikçe acıyla kavuran bir yürek yangını..
Merak ediyordum ama
bir şey sormuyordum...Hep içime attım ‘acaba sen bensiz yaşayabilecek
miydin?’Ya senden ayrıldıktan sonra?.. Nefessiz kalsam dahi
çırpınmayacaktım,oluruna bırakmıştım,kendimi,boşlukta çırılçıplak
yüzüyor gibi hissediyordum...Bir kaybediş bir bitiş değildi,bir
başlangıç da değildi, belki bir yarım kalmışlıktı, belki de
tamamlanmışlıktı gereksizdi,ama bir taraftanda şarttı, önemi yoktu,ama
heran aklımdaydın.İhtiyacım yoktu,tek başıma değildim;
ama sana
mecburdum...Hem vardın,hem yoktun,hem tanıdık hem yabancıydın..
Herşeydin...Hiçbir şeydin...Baştan sona saçmalıktı, yada belki de çok
mantıklıydı birlikteliğimiz..Olmamalıydı,ama olmuştu, olmak
zorundaydı,olmasa olmaz mıydı?Bilmiyordum...Nasıl bu kadar çok şey
olabiliyordu? ve bu kadar hiçbir şey...
Bil-mi-yor-dum........
Sensizlik,seni çabuk unutturur gibi geldi bana,beni aramazsan ben hiç arayamam sandım..aramadın..yandım..
Kendimi
zamana bırakmaya karar verdim...Ve kendimi kendime bırakmaya..
Sorgulamadan,yargılamadan,merak etmeden,korkmadan,doğruluğunu
yanlışlığını düşünmeden o anı yaşamaya...Kendi
içimi,içindekilerle,olduğu gibi,hissettiğim gibi
yaşamaya...Tüketmekten,tükenmek ten korkmadan,içimden geldiği gibi
yaşamaya.. Sadece kendimi yaşamak istediğim için
yaşamaya...Anlamıştımki yapacağım tek şey vardı,hiçbir şey
yapmamak.İçimdekileri denetleyemiyorsam serbest bırakmalıydım,sen beni
düşünmüyorsan ben seni hiç düşünmemeliydim... Engelleyemiyorsam oluruna
bırakmalı,unutamıyorsam hatırlamaya devam etmeliydim.Zaman bütün
belirsizlikleri bilinir kılacaktı..Belki hala yeteri kadar
büyümemiştim,belki hiç büyümeyecektim,belkide çoktan büyümüş tüm,zaman
bana söyleyecekti...Söylemedi.Şebeğimi özlüyordum,kalbim Ba-şar Ba-şar
diye atıyordu.Sonra meleklerle konuştum.. Bana sana mesaj atma
konusunda cesaret verdiler..Sana,gururu,iyiyi, kötüyü,
aşkı,yalanı,günahı,affı, kızgınlığı her ama her şeyi bir kenara
fırlatıp yazdım.Eziyetti mesajını beklemek.
Cevabın geldi..içimde
sonbahar bitti..okudum..kelimeleri yuttum...arkasından aradın..En son
sesini 29 ekimde duydum...Günler değil yıllar geçti belki...Sende benim
gibi mesaj geldimi diye acaba durmadan telefonuna bakıp,her seferinde
kalbinin ağladığını hissediyor muydun?eline telefonu alıpta tuşlarına
basamamak ne kadar acıymış meğer..
Varlığına bu kadar alışmışken
yokluğunun bu derece acıtacağını bilmiyordum.. Belkide hep yakınımda
biyerlerde olmana alıştığım içindi.Ayrı şehirlerde olmak bu kadar
zormuş meğer. yağmur yağıyor olsa şimdi keşke..Beynimden sende o yağmur
damlaları gibi akıp gitsen...
Seni,Cennetten gelen ışığa sahip
bakışlarını,gözlerini bir kez daha görebilecek miyim? kimbilir? İçim
çok acıyor,gözyaşlarım gözpınarlarımdan akmak için,ben onları
düşürmemek için oyun oynuyorum sanki..Her gözlerimin doluşunda
ailemden, hastalarımdan,cevreden saklamak için binlerce kırbaç
vuruyorum yüreğime.Olmuyor aşkım.yapamıyorum..kopmaya çalıştıkca daha
bir bağlanıyorum. bakışlarına öyle çok ihtiyacım
varki...Sarılmana,ellerimi tutmana, balkonunda oturmaya,sahilde
yürümeye,arabada sana her kırmızı ışıkta sarılmaya, bebeğim
demene,dokunmana,öpmene,kollarında uyumaya bilsen ne çok muhtacım. Ben
aslında hala her gün 18:30 da aynı yerde bekliyorum..Ama sen
görmüyorsun...Benden gidişin Antalya’ya başka oldu,acı oldu..O gece ne
çok ağladım.Demek ki seni son görüşüm olduğu içindi..Şu an yanımda
olsaydında, elinin elime her değişinde,yüreğimden çıkan alevler
bedenimi sarsaydı..
Seni hiç kimse benim kadar se-ve-bi-le-mez..seni
çok özledim. Kendime bakışların olmadan geçecek bi hayatı olduğunu
söyleyemiyorum.Şu kısacık ömrümü yanında geçirmeyi ne çok
isterdim..Canım acıyor,yüreğim yanıyor,sen yoksun!..kimbilir kaç gece
daha olmayacaksın?resimlerimize her baktığımda mahvoluyorum. Elimdeki
resmini milyarlarca defa öptümbelki..Şunu bil ki Başar,ben hiç kimseyi
senin kadar se-ve-bi-le-mem..
Senin bensiz nefes alabileceğini
sanmıyordum..Yanımda olursun,elimi tutasın istiyordum.
Olmadı...Nedenini niçini ni sorgulamak istemiyorum.Kısa zamanda
yaşanmışların etkileri belkide bu anlaşılmazlık..Doğru olan neyse o
olsun...her duamda hayırlısıysa olsun değilse olmasın dediğim;bir
yandan da şiddetle istediğim sen; sevgimin karşısında erimiş kar
taneleri gibisin artık....
Aslında ne senden istediğim bir şey var
ne sana dönüşüm...içimde bir kurt beni yiyip bitiriyor. konser günü
yaptığını unutamıyorum.Belki sen haklısın belki ben.. Sonuç neyi
değiştirir?seni affetmeyeceğim.Yalanını bağışlamayacağım..Ben seni bana
değer verir;beni sever sanıyordum..Yanılmışım..Evinin her köşesine,her
odasına bedenimi binlerce kere vursamda sana olan öfkem
geçmez..Bilinçli bilinçsiz senle olan,senle yaşanan herşey boşa geçmiş
bir zaman belliki...
Hiçbir durakta durmayan bir otobüse
atlayıp,senden binlerce km uzağa gitmek istiyorum.Herşey, bu
günübeklediğim içindi...Bana gelir benim doğumgünümde beni yalnız
bırakmaz diyordum..yanılmışım..seni tanıdığımı sanıyordum.. Meğer
tanıyamamışım..
Gözlerim ağlamaktan acıyor. oysa benim sevdiğim
insan gözümden bir damla yaş akmasına kıyamazdı.. doğru!bukadar kısa
zamanda sevebileceğine inanmıyorsun belkide.Ama benim için seninle
yaptıklarımız yaşadıklarımız öyle güzeldiki.. Ben ömrüm oldukça
unutmayacağım..Hayatımda ilk kez sevdim..Seni sevdim... Gözlerinide
ömrüm oldukca unutmayacağım..Ankara çok soğuk sen yoksun... Seni çok
özledim,hem de çılgın gibi..ölesiye.
Seni içimden tamamen attığım
gün sana ancak itiraf edebilecektim bunları,böylesi çok daha onurluydu
benim için..İçimden atamadım...uzun süre atabileceğimide
sanmıyorum.Yarın yanımda olacak mısın?yazdım..ne sıfatla?dedin öylece
dondum,kırıldım,parçalandım.. Ben bu cevabı beklemiyordum.. 'Şüphenmi
war? ’elbette yanında olacağım’yazacaksın sanıyordum.. Seni seviyordum
ki yanımda olmanı istiyordum..Herhangi bir sıfat gerekmiyordu bunun
için..
İçimdeki bahar bitti, kış başladı.. olamazdı,benim sevdiğim
insan böyle yazmazdı, doğumgünümde mesaj atmak yerine en azından
aramalıydı..yapmadın.. Doğumgünümde olsun yanımda
olmalıydın..Olmadın...Bu senden son kopuşum...Bana beni seviyorsan
sahip çıkmalıydın..Aşk bahane aramıyor..Seviyorsan uğraşmalıydın..
Benim gibi karşı gelmeliydin herşeye..Neye karsı
geldin?diyeceksin.Nelere karşı geldiğimi bilsen;Bir
bilsen..Anlayamazsın bunu...Mesajlarını okuyorum sürekli..Beni çok
sevdiğini söyleyip doğumgünümü kutladığın mesaj... ve bunun gibi içinde
asla beni bırakmayacağına yemin ettiğin mesajların...Aslında bunları
ispatlamanı isterdim.. ama daha doğum günümde yanımda olması gerekirken
işlerini ve duygularını bahane eden birinden bunu beklemem doğal
olamaz.Hangi iş benden daha önemlidir?..daha beni çok sevdiğini
söylemenin üzerinden 1 gün geçmeden duygularının karmasıklıgından nasıl
söz edersin?bu nasıl karmaşa?.. Verdiğin değeri gördüm.. gösterdin..
seninle bir daha karşılasmak istemiyorum.. neredeyse 15 gündür sesini
duymadım...bana telefon açıp doğumgünümü kutlayacağın yerde
değersiz,uzaktan birine atılan bir mesajla bunu bildiriyorsun.. keşke
onuda yapmasaydın..mesaj da atmasaydın..
Birbirine asla kavuşmaması
gereken kelimeleri bir araya getirmekle iyi mi yaptım; kötü mü yaptım
bilinmez ama içimde kalanları seninle paylaşmak istedim.
Tüm akşam
dışarda arkadaşlarımla eğlenmeyi reddedip bunları yazdım. Oysa seninle
bugün için neler planlamıştım..Benim içimden geçenler bunlar.Seni ömrüm
oldukça çok seveceğim.Ve bugün yanımda olmadığın için nefret edeceğim..
Sen benim en yakınımdın,artık en uzağımsın..Gelmediğin için sen
kaybettin..Eğer gelseydin elini bir kez tutup sonsuza dek hiç
bırakmayacaktım..
Cem Karaca’nın dediği gibi...
BENCE ARTIK SENDE HERKES GİBİSİN
İPEK,Ankara 12 KASIM 2004
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://forumuz.yetkinforum.com
 
veda mektubu
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
forumuz :: genel :: yaşam :: aşk ve sevgi-
Buraya geçin: